18 Ağustos 2009 Salı

Viyana Kuşatmasında Efsaneleşen Bir Çerkes Savaşçı

Viyana Kuşatmasında Efsaneleşen Bir Çerkes Savaşçı

Kanuni Sultan Süleyman 1529’da Macarlar ile gavurlardan intikam almak için kendi komutasında Viyana’yı kuşattığında kentin surlarını her taraftan topa tutmuştu.
Bir kaç kez kaleye hücum edildi, kale surları yıkılmaya, istihkamlarda ezan sesleri duyulmaya başlamıştı.
Çerkes adlı bir süvari elinde kamasıyla açılan gedikten içeriye daldı.
Kahraman Çerkes, atıyla birlikte öldürüldü ve Müslümanlar geriye püskürtüldü. O gün başka saldırı yapılmadı.
Saldırı ertesi güne bırakıldı.
Allah’ın takdiri ilahisi, ertesi gün hava çok soğudu; fırtınayla birlikte kar ve dolu yağmaya başladı. Bu afetin sonunda Müslüman ordusu pek zor durumda kaldı. İstihkam çukurlarını kar doldurdu. Binlerce insanın kolları ile ayakları dondu, binlerce hayvan da donarak öldü, ortalık mahşer gününe dönüştü.
Müslüman savaşçılar sultana:
Lütuf et, acı bizlere ulu sultan Süleyman. Her şeyi bilen yüce Allah isterse, her istediğini istediği şekilde halleder. Kasımdan 17 gün geçti. Gayemiz gavurlara ders vermekti, bunu da yaptık. Şimdi kendimizi emniyete almamız gerekir. Allah nasip ederse, ilkbaharda kaleyi yeniden kuşatırız! diye yalvarırlar.
Sultan’da bu yalvarışları kabul edip kuşatmayı kaldırır.

Dayı Çerkes ile atı Frenk balsamıyla mumyalandı ve anıt olarak dikildi. Bu anıt bugün de onun kaleye girdiği yerde giysileri, silahlarıyla zırhlı, miğferli sadaklı başında da Tatar kalpağı olmak üzere atının üzerinde durmaktadır.
Buranın adı, Çerkes Meydanıdır. (Tscherkessen platz in Wien)
Kral Ferdinand, Dayı Çerkesi tüfeğiyle öldüren gavur kahramanı çağırtarak: Neden bu yiğit ve inançlı kişiyi arkadan vurarak öldürdün ? Gerçek bir erkek olsaydın, yiğitlik gösterir, karşı karşıya gelerek onunla mücadele eder ve başını keserdin, diye konuşur.
Kafir kral bu sözlerle adaletini gösterir, Çerkesi kalleşce öldüren gavuru Dayı Çerkesin karşısında ördürmüş olduğu duvarın içine hapsettirerek ölüme mahkum eder.
O da acılar içinde ölür. Kurumuş olan cesedi aynı yerde, yani Çerkes Meydanında ki duvarın içinde durmaktadır.
Kaynaklar / Quellen:
1. Teply Karl: Türkische Sagen und Legenden um Wien, die Stadt des Goldenen Apfels der Deutschen. In: Österreichische Volkskunde 31 (1977), sayfa 225 – 284
2. Kreutel Richard F.,: Im Reiche des goldenen Apfels (Osmanische Geschichtsschreiber, Bd. 2), Graz Z.A. (1963), sayfa 77

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder